Fesih Bingöl: “Su Krizi Kapıda, Tartışmaları Fiyatla Sınırlamak Çözüm Değil”
Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, Eskişehir’in 2030 yılına kadar ciddi bir su krizi ile karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekerek, su fiyatları yerine kaynak yetersizliği, modern sulama ve sürdürülebilir yönetim konularının tartışılması gerektiğini vurguladı. Tarımda israfın azaltılması, Porsuk’tan vazgeçilmesi ve alternatif su kaynaklarının araştırılması gerektiğini belirten Bingöl, acil bir ulusal su stratejisi çağrısında bulundu.
Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, suya erişimin her geçen gün zorlaştığına dikkat çekerek, Eskişehir’in 2030 yılı itibarıyla ciddi bir su kıtlığı riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Bingöl, yapılan tartışmaların yalnızca su fiyatları odağında sürdürülmesini eleştirerek, esas meselenin su kaynaklarının azalması ve verimsiz su yönetimi olduğunu ifade etti.
Bingöl, Türkiye’de suyun büyük kısmının tarımda salma sulama gibi verimsiz yöntemlerle kullanıldığını ve bu durumun ciddi su kayıplarına yol açtığını belirterek, modern sulama tekniklerine geçilmemesinin sorunun en önemli nedenlerinden biri olduğunu söyledi.
“Suyun en büyük kaybı verimsiz tarım uygulamalarından kaynaklanıyor. Ürün deseni suya göre planlanmıyor, sulama altyapısı güncellenmiyor. Bu, su krizinin tarımsal boyutunu derinleştiriyor.”
“Eskişehir 2030’a Kadar Yeni Kaynak Bulmazsa Su Bulamayacak”
Bingöl, Porsuk Çayı’nın arıtma masraflarının yüksekliği nedeniyle uzun vadede sürdürülebilir bir kaynak olmadığını, Sakaryabaşı ve Seyitgazi Ovası gibi yeni kaynaklar üzerine yoğunlaşılması gerektiğini belirtti.
“Porsuk’un kimyasal yükü nedeniyle arıtma maliyeti çok yüksek. ESKİ, kendi elektrik üretim tesisini kurarak su maliyetlerini %40’a kadar düşürebilir. Fiyatları değil, kaynak sorununu çözmek için konuşmalıyız.”
“Su Yönetimi Dağınık, Koordinasyon Eksik”
Türkiye’de su yönetiminin birçok kuruma dağılmış durumda olduğunu söyleyen Bingöl, Devlet Su İşleri, Tarım Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, belediyeler, OSB’ler ve diğer kurumlar arasında etkili bir koordinasyon olmadığını ve bu parçalı yapının kriz yönetimini zorlaştırdığını vurguladı.
“Ulusal Su Yasası ve Entegre Yönetim Şart”
Bingöl, su krizine karşı sürdürülebilir, bilimsel ve merkezi bir politika oluşturulması gerektiğini ifade ederek, şu önerilerde bulundu:
-
Ulusal Su Yasası ivedilikle hazırlanmalı
-
Havza bazlı entegre su yönetimi benimsenmeli
-
Tarımda modern sulama teknikleri yaygınlaştırılmalı
-
Kayıp-kaçak oranı %10’un altına düşürülmeli
-
Sanayi ve belediyelerde su verimliliği zorunlu hale getirilmeli
-
Atık su geri kazanımı teşvik edilmeli
-
Park ve bahçelerde şebeke suyu kullanımına son verilmeli
-
Musluklardan içilebilir nitelikte su sağlanmalı
“Su Kullanımında Adalet İçin Kademeli Tarifeye Geçilmeli”
Bingöl, su tüketiminin adaletli ve tasarruflu yapılabilmesi için yeni bir tarife modeli önerdi:
“Üç kişilik bir ailenin ayda ortalama 10 ton su tüketmesi normaldir. Belediyeler, bu tüketim miktarına kadar ücret almamalı. 10 tonu aşan tüketimler ise kademeli fiyat artışıyla ücretlendirilmeli. Bu şekilde hem adil hem de tasarrufa dayalı bir sistem kurulabilir.”
Son olarak, suyun bir lüks değil, Allah’ın nimeti olduğunu vurgulayan Bingöl, su krizine seyirci kalmayacaklarını belirterek, merkezi ve yerel yönetimlerin siyasi değil, bilimsel temelli çözüm üretmesi gerektiğini söyledi.
Ajans Expres Gazetesi
Tepkiniz Nedir?