Eskişehir Barosu’ndan 25 Kasım Mesajı: “Kadınların Yaşam Hakkını Koruyan Yasalar Uygulanmıyor”

Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu adına açıklama yapan Avukat Funda Güney Kökçınar, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde yalnızca yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını, toplumsal zihniyetin dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı. “İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girmelidir” diyen Kökçınar, cezasızlıkla mücadelenin sürdürüleceğini belirtti.

Kasım 25, 2025 - 17:26
Eskişehir Barosu’ndan 25 Kasım Mesajı: “Kadınların Yaşam Hakkını Koruyan Yasalar Uygulanmıyor”

Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu adına 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında açıklama yapan Avukat Funda Güney Kökçınar, kadına yönelik şiddetin yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda siyasal, toplumsal ve yapısal bir mesele olduğuna dikkat çekti.

Birleşmiş Milletler’in 1999 yılında ilan ettiği bu özel günün kökeninde, Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele eden Mirabal Kardeşlerin devlet eliyle öldürülmesi olduğunu hatırlatan Kökçınar, “Mirabal Kardeşlerin mücadelesi, hâlâ eşitsizliğe ve erkek şiddetine karşı direnen kadınların yolunu aydınlatıyor” dedi.

Kökçınar, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun yayımladığı 2025 yılına ait rapora atıfla, kadın cinayetlerinin ve şüpheli ölümlerin çoğunun aile içinden gelen erkekler tarafından işlendiğine dikkat çekti. Sayısız kadının her gün dijital, ekonomik, cinsel ve psikolojik şiddete maruz bırakıldığını belirten Kökçınar, devletin yaşam hakkını koruma yükümlülüklerini yerine getirmediğini ifade etti.

6284 hedef gösteriliyor, cezasızlık normalleştiriliyor
6284 sayılı Kanun’un sürekli hedef haline getirildiğini vurgulayan Kökçınar, cezasızlıkla mücadelede kararlı olduklarını belirtti. Geçmişte Narin davasında olduğu gibi, şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılması için çaba göstermeye devam edeceklerini söyledi. “Rojin Kabaş’ın ölümünün failleri ortaya çıkarılmalı ve cezalandırılmalıdır” dedi.

Kadın örgütlerinin davalara katılımı reddedilmemeli
Kökçınar, baroların ve kadın hakları komisyonlarının davalara katılma taleplerinin reddedilmesinin, şiddetle mücadelede kolektif sorumluluğu zayıflattığını dile getirdi. Kadın örgütlerinin hukuki sürece katılımının, maddi gerçeğin ortaya çıkması açısından zorunlu olduğunu belirtti.

Yasal metinler yetmez, uygulama gerekir
Şiddetin önlenmesinde yalnızca normatif düzenlemelere güvenilemeyeceğini kaydeden Kökçınar, Anayasa’nın 10. ve 17. maddeleri, Türk Medeni Kanunu, 6284 sayılı Kanun ve uluslararası sözleşmelerin eksiksiz uygulanması gerektiğini vurguladı. İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konulmasının temel talepleri olduğunu belirtti.

Kadınlar yalnız değildir
Komisyon olarak MS hastası bir kadının cinsel şiddet dosyasına katılma talebinde bulunduklarını aktaran Kökçınar, failin itibarlı biri olması nedeniyle mağdurun toplumdan dışlandığını, buna rağmen Eskişehir Barosu olarak onun yanında durduklarını ifade etti.

Kökçınar açıklamasını, “Kadınlara ve çocuklara yaşatılan şiddeti bir kader olarak kabul etmiyoruz. Evde, sokakta, iş yerinde uygulanan şiddetin hukuki hâle getirilmesine izin vermeyeceğiz. Erkek yargı baskısına rağmen kız kardeşlerimiz için adalet aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Yaşasın kadın dayanışması” sözleriyle tamamladı.

Ajans Expres Gazetesi

Tepkiniz Nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow