Hacı Bektaş Veli Vakfından Çevre Haftasında Çağrı

Vakfın, 22 Mart Dünya Su Günü'nde de gündeme getirdiği kuraklık sorununun artık doğal bir felaket değil, kültürel bir tehdit haline geldiği vurgulandı. Durur, “Kuraklık, kültür ve sosyal yaşamı tehdit eden bir afettir. Seydi Çayı artık kurudu; sucul canlılar yok oldu, bitkiler kurudu. Görüntü, tropikal çölleri andırıyor” dedi. Orta Seydi Çayı Havzası’nda 4 yıldır akarsu yatağında su bulunmadığına dikkat çeken Durur, bölge çiftçisinin büyük bir kısmının artık derin kuyulara bağımlı hale geldiğini, suya erişimin ise ekonomik bir sorun haline dönüştüğünü belirtti. “Kuyucular sürekli mesai yapıyor, ücretler artıyor, bu gidişle kuyu tekelleri doğacak,” diyerek endişelerini dile getirdi.

Açıklamada, Seydi Çayı’nın kültürel geçmişi de vurgulandı. Frigler döneminde Kibele ile, Bizans’ta Parthenius adıyla anılan akarsu, Türkmenler tarafından “Seyit” olarak kutsanmış. Seydi Çayı vadisi; Seyit Battal Gazi, Seyit Sultan Şüceaddin, Karaca Ahmet ve Yunus Emre gibi manevi önderlerin türbelerine ev sahipliği yapıyor. Hacı Bektaş Veli’nin de yıllarca bu bölgede otağ kurduğu hatırlatıldı. Durur, “Seyitler Vadisi'nin yaşam kaynağı olan bu çayın yaşaması için bizler de bir şeyler yapmalıyız” diyerek, yerel halkla akarsu arasında kültürel bir bağ kurulması gerektiğini belirtti. “Akarsuyu sahiplenme, onu koruma bilinci doğuracaktır. Bu da ancak bilimsel yöntemlerle mümkündür” dedi.

Bilim Kurulundan Umut Veren Çalışmalar

Vakfın bilim kurulu üyeleri Prof. Dr. Erdoğan Kaya, Işın Erdoğan ve Ali Ekber Sakıcı’nın yürüttüğü kültürel ekoloji araştırmaları da devam ediyor. Seydi Çayı Havzası üzerine uzun vadeli projeler yürüten bilim kurulu, yerel halkın kültürel belleğindeki akarsu algısını gün yüzüne çıkarmayı hedefliyor. Vakfın ayrıca kırsal yerleşimlerin tarihi-coğrafi dokusunu içeren yeni bir derleme projesi başlatmayı planladığı, elde edilecek verilerin YouTube kanalından paylaşılacağı bildirildi. Durur, açıklamasının sonunda su tasarrufunun önemine dikkat çekerek, yaz mevsiminde buharlaşma ve sıcaklık artışının suları daha hızlı tükettiğine vurgu yaptı. Toplumu, başta Seydi Çayı olmak üzere tüm doğal değerlere sahip çıkmaya ve daha fazla gecikmeden harekete geçmeye çağırdı. “Doğa bizim geçmişimiz, kültürümüz ve geleceğimizdir. Seydi Çayı'nın akması, bu toprakların can bulması demektir.”

Ajans Expres Gazetesi